25 Aralık 2012 Salı

İKİ ARKADAŞ

İki küçük arkadaştılar.

Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Birbirlerine "kardes" derlerdi, siz düşünün ilişkilerinin derecesini...

Birlikte lastik atladılar, barbie oynadılar.

Tatillere gittiler, yaz kış hiç ayrılmadılar.

En gizli sırlarını birbirleriyle paylaştılar, insanlar nereden tanısıyorsunuz dediklerinde aralarındaki ilişkiyi anlatmakta zorlandılar. Nasıl anlatılırdı ki bu, anlatsalar da anlamazlardı ki...

Aynı şeylere güldüler. Hem de çok fazla... İkisinden başka kimse anlamadı neye güldüklerini. Ve onlar bu yüzden daha çok güldüler.

Ya sen benden önce ölürsen dedi bir gün küçük olan, diğerine...

Allah korusun dedi büyük olan, katlanamazdı böyle bir şeye...

İkisi birden, göz yaşlarına boğuldular. Sonra durup, hallerine gülmeye başladılar.

Birbirlerini korumak için annelerine yalan söylediler, biri kendi üzerine aldı suçu, diğeri kendi üzerine...

Ne farkederdi ki, onlar kardeştiler.

Yıllar böyle geçip gitti, büyüdüler.

Sonra ne mi oldu?



Bir erkek geldi.

Masal da burada bitti.

Kıssadan hisse: Hayatınızda asla "asla" demeyin. Hayatta hiç ummadığınız şeyler başınıza gelebilir. Siz yalnızca herkese hak ettiği kadar değer vermeye çalışın, o zaman kendinizi terk edilmiş hissettmez, hiç üzülmezsiniz...

Sevgiler,
Z.

4 yorum:

  1. Mümkün mü son yazdıklarınıza uymak? Son cümleye uyan insan, baştaki yazdıklarınızı yaşayabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin can acıtan kısmı da o maalesef... İlk başta yaşanılanlara rağmen son cümlede yazılanlar...

      Sil
  2. bu hikayedeki karakterlerden biri sen misin? en yakın arkadaşın kardeşin dediğin kişi sevgilini elinden mi aldı?

    YanıtlaSil
  3. gayet normal bu çağda bu zamanda gayet normal bir şey kesinlikle yadırgama.

    YanıtlaSil