22 Kasım 2011 Salı

İşi Ciddiye Bindirmek

Gelin hadi biraz dedikodu yapalım… Birkaç hafta sonra erkek arkadaşım askere gidecek. Yo, hayır birkaç haftadır süren bedelli askerlik muhabbetinden bahsetmeyeceğim. Benim bahsedeceğim şey daha çok askerlik ve kadın erkek ilişkileri üzerine…
Neden erkek arkadaşınız askere gitmeden önce etrafınızdaki herkes ama herkes “Eeee askere gitmeden önce aranızda bir şey yapmayacak mısınız?” diye sorar, merak ediyorum. O askere gidince ben kaçıyor muyum ya da erkek arkadaşımın yokluğunda birileri beni kendine âşık etmek için türlü türlü planlar yapıp uygulamaya mı geçecek? Diğer bir deyişle herkes üzerime mi atlayacak ve ben de uzun zamandır onları bekliyormuşum gibi sevgilimi terk mi edeceğim? Elbette ki HAYIR.
Ya da farklı bir pencereden bakalım… Erkek arkadaşım askere gitmeden önce burada yüzük takarsak, yani büyüklerin tabiriyle işi ciddiyete bindirirsek, o askere gittiğinde içi daha mı rahat edecek? Oh, Zeynep’in parmağında yüzük var kimse ona yaklaşamaz, asılamaz vs. diye mi düşünecek? Komik olmayın lütfen.


Peki ya ben? “İş ciddiye bindi yüzüğü de taktım, artık araya soğukluk falan giremez benden ayrılamaz mı diyeceğim?”  Bakın daha da komik oldunuz.
Hepiniz çok iyi biliyorsunuz, aslında işler öyle yürümüyor. Yani aldatmak isteyen parmağında yüzük varken de yapıyor, ayrılmak isteyen isterse evlenmiş olsun yine ayrılıyor.  Yani askere gitmeden önce “işi ciddiyete bindirmek” iki insanın hem kendisine hem de karşısındakine güvenmemesinden ileri geliyor bence.
Askere de gitsen, iş için yurtdışına da çıksan hatta arka sokaktaki arkadaşına da gitsen kız arkadaşına güvenmediğin takdirde istersen bütün parmaklarını yüzükle donat ne sen rahat edersin, ne de o…
Sizin anlayacağız yüzük=güven demek değildir. Güvenmek içten gelen bir şeydir, öyle metal bir halka parçasıyla falan olmaz.

Siz ne dersiniz?
Not: İleride bir gün evleneceksem, altı ay içerisinde her şey olup bitsin isterim. “Sözlüm” kelimesi, uzun süren nişanlılık dönemleri hiiiiç bana göre değil :=)
Çok sevgiler,
Z.