19 Aralık 2012 Çarşamba

4: YEŞİLKÖY BALIKÇISI


İstanbul’un en nadide köşelerinden biri olan Yeşilköy’de, sahilin hemen paralelindeki bir ara sokaktayız. Sokağın ortasına taşmış masalar, akşama hazırlanan ve telaşlı bir şekilde oradan oraya koşuşturan çalışanlar, yeni tutmuş olduğu balıkları mekânlardan birine satmaya çalışan bir-iki balıkçı ile bu sokak, tam bir balıkçılar sokağı. Görür görmez bayıldığımız bu sokakta, Yeşilköy Balıkçısı’nı arıyoruz. Esnaftan birkaç kişi, hemen işaret ediyor aradığımız yeri. İçeri girdiğimizde, eski ile yeniyi birleştirmiş; fakat daha çok eskiye rağbet etmiş bir meyhaneyle karşılaşıyoruz. Duvarlarını, bulunduğu sokağın yağlı boya tablolarının süslediği bu mekân, ilk bakışta içine çekiyor bizi. 








Hemen sahibiyle; yani Selim Ataacar ile tanışıyoruz. Ataacar’ın anlattığına göre; Yeşilköy Balıkçısı’nın mazisi, çok eskiye dayanıyor. Uzun yıllardır bu sokakta konuklarını ağırlayan mekân sahibi, buranın en çok, her dinden insanı barındırmasını sevdiğini söylüyor. Yıllardır bu sokakta kardeşçe rakılarını yudumlayan müşterilerin buradan memnun ayrıldığı aşikâr. Zira önümüze gelen lezzetler, kulağımıza çınlayan Türk sanat müziği ile birleşince; tam bir ziyafete dönüşüyor. Mesela biraz buharda biraz da ızgarada pişirilen palamut, nefis. Aynı şekilde, her bir katı arasında deniz mahsulü bulunan balık böreği de öyle… İnce hamur arasında dereotu, kalamar ve karides parçalarının bulunduğu bu börek, kesinlikle favorimiz oluyor. Yemek sonrası, mekânın Cunda adasında görev yapmış olan Egeli aşçısı; bu kez önümüze, dondurmalı irmik helvası koyuyor. Kaşığı irmiğin ortasına daldırdığımız anda etrafa yayılan dondurmaya da, helvanın kendisine de bayılıyoruz. Anlayacağınız, Yeşilköy Balıkçısı, lezzet konusunda bizden tam not alıyor.




Buharda pişmiş palamut

Dondurmalı irmik helvası

Mekânın atmosferi, eski tarz meyhane kültürünü sevenler için bulunmaz nimet. Kahverengi masaları, duvardaki Atatürk köşesi, hemen arka taraftaki akvaryumuyla mekân; bize nostaljik bir hava yaşatıyor. Doğrusu biz, bu nostaljik havayı da çok ama seviyoruz!
Tlf: (212) 573 67 89 90

MEKANIN KÜNYESİ 

Müzik
Mekânda, Türk sanat müziği çalıyor. Pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi günleri ise, canlı fasıl var.

En çok tercih edilen lezzetler
Sıcak otlar, soya soslu ahtapot, balık böreği, levrek sarma, buharda palamut, özel mücverler

Kapanış saati
En geç 02.00’da kapanıyor.  

Kuver var mı?
2 TL

Rezervasyon
Hafta içi çok gerekli değil; fakat hafta sonu, mutlaka yaptırmanız gerek.

Kişi Başı Ödeyeceğiniz Ortalama Ücret
75 TL

Bilmeniz gerekenler
Mekânın en üst katı, özel toplantılar için tasarlanmış. İçkilerle dolu bir bar ile projeksiyonun bulunduğu bu katı, özel toplantılarınız için kapattırabilirsiniz.

Ulaşım
Deniz otobüsüyle Bakırköy’e gidip, oradan taksiye binebilirsiniz.

Otopark
Yok.

Not: Bu yazı, tarafımdan, Esquire Dergisi için yazılmıştır.
Fotoğraflar: Uluç Özcü 

6 yorum:

  1. Uff şu an böyle bir ortamda ve nefis bir sofra istedim. :) Çok şirin bir yer gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle canım:) Özellikle sokak çok şirin, yazın gitmek lazım:)

      Sil
  2. Yesilkoy'e gitmeyeli bayaa olmustu :)

    http://www.stylishtimes.net

    YanıtlaSil
  3. midyelerin resmi iştah kabartıcı cinsten hoş bir mekanmış canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nostaljik bir hava sevenler için gerçekten güzel bir yer :)

      Sil