27 Aralık 2010 Pazartesi

Açık Mektup Bu Kez Annelere Yazıldı

Yazıya başlamadan önce güzel bir haber !
Severek takip ettiğim CafeRuj sitesi, bir yazımı paylaşmış. Böylesine güzel bir portalda yer almak,üstelik birde site içerisinde günün en çok okunan yazılarından biri olmak, gerçekten onur verici.

Teşekkürler CafeRuj !
Yazıya ulaşmak için buraya , siteye ulaşmak içinse buraya buyrun lütfen :)

Ve gelelim yazımıza.

“Hemcinslerime Açık Mektup” ve “Bu Kez de Erkeklere Açık Mektup” yazılarından sonra, başka kimlere açık mektup yazmak isterdim diye düşündüm ve buldum.

Annelere !

İşte her annenin okumasını temenni ettiğim mektubumun maddeleri :)

  Giysi dolapları bence kişiye özeldir. Yani kıyafetler bizim, dolap da bizimse o halde içinin dağınıklığı neden sizi rahatsız eder ki ? Üstelik bu dağınıklık genelde bir kaç kazağın düzgün katlanmaması ya da hırkamızın askıdan kayıp yamuk durması gibi oldukça küçük ayrıntılardır. Ama işte diyorum ya neden bizim odamızdaki, kapaklı o dolapları bu kadar kafaya takıyorsunuz, anlayabilmiş değilim.

Orta okulda sırf hergün okuldan gelince formamı asmak yerine, yatağın üzerine koyuyorum diye annem, o formayı alıp camdan aşağı atmıştı. Ciddiyim.

Az sonra kapı çalınıpta, apartman görevlimiz elinde benim formamla görününce annem ne dese beğenirsiniz.

"Ali Efendi onları aldığın yere bırak, Zeynep inip alacak."

Evet resmen böyle söyledi, şaka gibi :)

Bakın ne diyeceğim, tamda bu olayın cereyan ettiği günlerde Mavi Saçlı Kız adında bir roman okumuştum. Roman Burçak Çerezcioğlu adlı, hayata gözlerini çok erken kapamış genç bir kızın günlüğünden oluşuyordu. Vefat eden Burçak'ın ardından, kitabın bir yerinde,babasının yazmış olduğu şu not dikkatimi çekmişti.

Dağınık bir odada yaşanmışlık vardır.
Ben düzeni severdim.
Al işte...
     
        Daha 14 yaşındayken bu söz inanılmaz etkilemişti beni. Gerçekten hayat dolaplarımızın dağınıklığını dert etmeye değecek kadar uzun değil. Bunu bir düşünün derim.

·      Onun dışında hergün canınız sıkıldıkça temizlik yapmayın. “Size ne canım ? Sizden yardım isteyen mi oluyor  ?” diyen anneler, belki yardım istemiyorsunuz ama siz orada temizlik yaparken ve biz laptop kucağımızda boş boş otururken inanılmaz geriliyoruz. Çünkü bütün genç kızlar bilir ki, eğer anneniz evi temizliyorsa  ve siz salondaki koltukta boş boş oturuyorsanız, anneniz bir süre sonra size sinirli bakışlar atmaya başlar, “Kaldır ayağını !”  diye ters ters söylenip hızlı ve sinirli hareketlerle, havaya kaldırdığınız ayağınızın altını süpürür.
   
En sonunda da dayanamaz patlar ve agzından su sozcukler dokulur.

Aman kızım sen sakın kalkma, sakın zahmet etme, “yayıl” e mi ?

Sevgili anneler, bunu yapmayın ne olur. Ne kendiniz gerilin ne de bizi gerin :)

      Ayrıca ben kızımla arkadaş gibiyim cümlesini benimseyip sonra biz sizi arkadaş olarak görüpte birşey anlatınca burnumuzdan getirmeyin.



Bizim kıyafetlerimizi alıp giyerken iyi, ama farzı misal biz sizin bir takınızı takıp da kaybedersek laf etmeyin. Zira annemin çok sevdiği kolyesini taktığımda, ve daha sonra kendisi takmak için çekmecelerine bakıpta  bulamadığında ne mal kıymeti bilmemem ne de dağınıklığım kalmıştı bahsedilmedik. Oysaki kolye yine kendi çekmecesinden çıkmıştı. Eee bunun üzerine ben birşey demiyorum.

Şu cümle,kendi annem dahil, tüm arkadaşlarımın annelerinden sıklıkla duyduğum ve hiç bir anlam veremediğim cümledir;

"Ben söyledikten sonra bir anlamı yok ! "

Örneğin benim annem bulaşık makinesi doluysa, makineyi, o söylemeden boşaltmamı bekler. Neden ?

Çünkü o söyledikten sonra bir anlamı yok :)

Hakikaten dünya üzerinde, anne kız ilişkilerinde en saçma bulduğum cümle budur. Yani mesela erkek arkadaşınız size hiç çiçek almıyordur, “Sen bana hiç çiçek almıyorsun.” diye isyan edersiniz ve o da gider ertesi gün size çiçek alır.O zaman bu cümle mantıklıdır çünkü o çiçek hakikaten söylenmeden alınınca güzeldir.

Ama bulaşık makinesini siz söyledikten sonra boşaltsak ya da biriken ütüleri siz söyledikten sonra ütülesek ne olacak sevgili anneeler ?

O yüzden lütfen ama lütfen bu cümleden uzak durun.

Bize sormadan kıyafetlerimizi ya da başka eşyalarımızı atmayın, başkasına vermeyin. Yine buradan anneme sevgilerimi gönderiyorum :)

Saçlarımız dökülüyor diye söylenmeyin. Emin olun bizde hiç hoşnut değiliz bu durumdan. Lütfen sanki biz onları tel tel koparıp yere atıyormuşuz gibi bir tavır takınmayın.

Ve son olarak günlüklerimizden uzak durun artık ! Eğer kızının günlüğünü hayatı boyunca hiç okumamış bir anne varsa buradan kendisini tebrik ediyorum.

Daha düşünsem en az 5 madde daha çıkarırım sanırım ama sevgili annelerin üstüne bu kadar gitmek olmaz. Zaten illaki bir kaç anneden "Anne olunca görürüm ben sizi." tarzı bir yorum da gelecek.O nedenle ben artık susayım.

Tüm bu maddelere rağmen, yine de iyiki varsınız !

Tüm annelere sonsuz sevgiler,Z

 

7 yorum:

  1. bu özelliklerden 1 tanesi bile bende yok diyen bir anne düşünemiyorum =) hepsi aynı ve dediklerine göre biz de anne olunca öyle olcakmışız her ne kadar öyle olcağımızı kabul etmesek de =)

    YanıtlaSil
  2. :)) nasıl bır anne olacagım bılmıyorum ama dagınıklığa cok takmam heralde :)

    YanıtlaSil
  3. ablamla benimde o yaşlarda çok etkilendiğimiz hatta yanlış hatırlamıyorsam yazıyı çıkarıp odamızın kapısına astığımız o söz:

    "Dağınık bir odada yaşanmışlık vardır.
    Ben düzeni severdim.
    Al işte..."

    odamızı toplamamız için söylenen annenin,biraz da olsa geri çekilmesini sağlamak için değişik bi taktik yaratmışız kendimizce:)

    YanıtlaSil
  4. :) taktik umarım başarılı olmuştur. Dolaba asmak iyi fikir aslında, bende uygulayabilirim .

    YanıtlaSil
  5. Zeynep bu yazıyı Alara' nın odasına her girdiğimde hatırlayacağım inan bana! :)
    Küçük de bir sır: Annem günlüklerimi niye okur ki diye sinir olan bir kız çocuğuydum ben de. Şimdi arasıra Alara' nın günlüklerine göz atarken buluyorum kendimi! :)
    Sevgilerimle...
    Şebnemm

    YanıtlaSil
  6. Alara bu yazı için ileride bana dua edecek o halde:))
    Bendende küçük bir sır: ılerıde cocugum olunca bende onun günlüğünü okuyacagım sanırım, bu bır kısır döngü:)

    Sevgilerimle
    Zeynep

    YanıtlaSil
  7. Cok güzel!:)

    Ben de annelerle ve kendi anneligimle ilgili matrak bir yazi yazmistim. Dilersen bir göz at, eglenecegini umuyorum:) http://duygusalzeka.blogspot.de/2007/10/ah-anne.html

    YanıtlaSil