24 Şubat 2011 Perşembe

Black Swan Muhteşemsin !

Bazı filmler vardır, bittiği zaman bir süre yerinizden kalkamazsınız. Her anı sizi içine çeker ve bittiği zaman kendi hayatınıza dönmekte biraz zorlanırsınız.
Gecen hafta özel gösterimde izlediğim Black Swan bende tam da bu etkiyi yarattı. Film harika işlenmiş bir psikolojik gerilimdi ve son zamanlarda izlediğim en muhteşem filmler arasına adını altın harflerle yazdırdı.
Natalie Portman 'a hayran oldum, filmin müziklerine bayıldım, yönetmen Darren Aronofsky 'i ise ayakta alkışladım.


Filmle ilgili henüz vizyona girmediği için izlemeyenler olduğunu düşünerek fazla yorum yapmak istemiyorum  o yüzden aslında söyleyecek çok şeyim olmasına rağmen şöööyle bir üzerinden geçmekle yetineceğim.

Nina o kadar saf, iyi niyetli ve narin bir kızdır ki, hocası ondan harika bir beyaz kuğu performansı beklemektedir ve zaten bunun böyle olacağından da emindir. Ama asıl sorun bu narin, hassas ve güzel kızın siyah kuğuyu oynamayı başarıp başaramayacağıdır. İşte burada sıkıntı vardır. Nina eğer bu rolü istiyorsa sıyah kuğuyu da aynı tutkuyla oynamak zorundadır fakat bunun ıcın ıcındekı, kendi benliğindeki karanlık tarafı bulması gerekmektedır.Ne yazık ki bunu bulması onun ıcın pek de kolay olmayacaktır.

Daha fazla ipucu yada açıklama yapmayayım işin heyecanı kaçmasın :) 

Peki o halde gelelim Natalie Portman'ın bu role nasıl hazırlanığı kısmına...


Sizinde bildiğiniz gibi Türk sinemasında, örneğin bir kadın yaşlı gösterilecekse , saçlarına beyaz bir peruk geçiriyorlar hoop oldu bitti, alın size yaşlı kadın. Fakat Hollywood 'da o kadın kalkıyor, saçını beyaza boyatıyor.

Yada bir adam mesela bir savaşçıyı canlandıracaksa, film çekilmeden en az bir yıl önce kılıç nasıl tutulur, nasıl dövüşülür bunların eğitimini alıyor. Bizimkilerin ise çözümü çok basit. Dublör :)


İşte bu nedenle Black Swan gibi, arkasında müthiş bir emek olan filmleri izledikten sonra, hele hele birazdan aşağıda okuyacağınız röportajda, Natalie Portman'ın bu rol için nasıl hazırlandığını öğrendikten sonra, Türk filmlerindeki özensizlikler hakikaten saman tadı veriyor.

Eminim okuyunca bana hak vereceksiniz. İşte Natalie Portman'ın, Black Swan 'ın Nina'sının, Phil Thompson'a verdiği röportajdan bir bölüm..


  *Dans sizin için bir hayalmiş, neden?

- 12 yaşına kadar dans ettim ve sanırım kafamda bunu idealize etmişim. Dans, konuşmadan kendini ifade etmenin en etkileyici yollarından biri. Hep dansla ilgili bir film yapmak istemiştim. Sonra Darren (Yönetmen Darren Aronofsky) bu inanılmaz fikirle geldi. Hem dans dünyasıyla ilgili bir film, hem gerçekten çok karmaşık bir karakteri -hatta biribirine geçmiş iki karakteri- canlandırmam gerekiyordu. Bu, benim için büyük fırsattı. Üstelik Darren, onun için her şeyi yapacağım bir yönetmen. Benim için çok heyecan verici bir çalışma oldu.


* Mila Kunis, dans eğitimi bittikten sonra yeniden fast-food yiyebilmenin onu çok mutlu ettiğini söyledi. Çalışmalar bittikten sonra siz ilk ne yediniz?


- Sanırım sabah, öğle, akşam makarna yedim, her zamanki gibi! (Gülüyor)
* Bu film bir dönüşüm hikâyesi. Siz de bu film için bir dönüşüm geçirdiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?


- Gerçekten zorlu bir süreçti ve çok büyük destek gördüm. Filmden bir yıl önce bale hocam Mary Helen Bowers’la çalışmaya başladık. İlk altı ay boyunca güçlenmem ve hazırlanmam için günde iki saat temel bale eğitimi aldım. Altı ayın sonunda günde beş saat çalışmaya başladık ve yüzmeyi ekledik. Günde bir mil yüzüyordum, sıkılaşma egzersizleri yapıyordum ve ardından günde üç saat bale eğitimi alıyordum. İki ay sonra buna koreografi de eklendi ve günde yaklaşık sekiz saat çalışmaya başladım. Bu bedensel disiplin, bana karakterin duygusal yönünü anlamamda çok yardımcı oldu. Balerinler gerçek bir derviş hayatı yaşıyor. Doğru düzgün yemek yiyemiyorsunuz, arkadaşlarınızla dışarı çıkmıyorsunuz, içki içmiyorsunuz ve sürekli kendinizi bedensel acıya mahkûm ediyorsunuz. Ben de bu hayatı yaşayarak balerinlerin kendilerini nasıl kamçıladıklarını bir şekilde anlamış oldum.

Demek istediğim işte tam da bu ! Bu kadın bu filmdeki muhteşem performansıyla bence kesinlikle aday olduğu oscarı alacaktır. O nedenle yarın vizyona girecek bu harika filmi ve Natalie Portman'ın olağanüstü performansını kaçırmayın derim.

5 yorum:

  1. Ben de hayran kaldım bu filme. Zaten Darren Aronofsky en beğendiğim yönetmenlerden birisidir. Onun yaptığı filmleri seyretmeyi iple çekerim. Natalie Prtoman'ın olağanüstü oyunculuğu beni gerçekten derinlemesine etkiledi bu filmde. Film biter bitmez tekrar seyretmeyi, tüm sahneleri ayrıntılı incelemeyi düşündüm. Nina'nın Black Swan olduğu final sahnesi ölümsüzleşecek film sahnelerinden biri olarak kayda geçecek diye düşünüyorum. Ayrıca çok kuvvetle muhtemel Natalie Portman oskarı da alır.

    YanıtlaSil
  2. Mimosa Cafe, yorumuna baştan sona kadar katılıyorum :) Bence de oskar ı alacak, bakalım bekleyıp gorecegız:)

    YanıtlaSil
  3. Per Yngve Ohlin28 Şubat 2011 14:26

    oscarmı ? , eger cektıgınız bir filmin icinde atesli bir escinsel sahne varsa kesınlıkle oscar alır. sıkıldım bundan artık ben

    YanıtlaSil
  4. Per Yngve Ohlin , ben Natalie Portman'ın en iyi kadın oyuncu oscar ını alacağını savunmuştum. Nitekim öyle de oldu. Bence sonuna kadar haketti.

    YanıtlaSil
  5. Canım Black Swan postunu filmi izleyene kadar okumamıştım, röportaj varmış keşke okusaymışım :/ izlerken daha da saygı duyardım. Böyle hazırlmanmış olmasına, sabrına, azmine hayran oldum. Film de muhteşemdi zaten, etkisinden uzun süre kurtulamadım :)

    YanıtlaSil