21 Ekim 2010 Perşembe

William Golding Sineklerin Tanrısı

    Haydi biraz edebiyat.
   Sir unvanlı, Nobel ödüllü William Golding ‘i bilir misiniz? Hayır mı ? O halde bence çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Üniversitede son senemizde postmodern roman dersinde okuduğumuz Sineklerin Tanrısı  ( The Lord of the Flies) , kendisinin en ünlü romanıdır ve kesinlikle beni benden almıştır. Peki neden ?
     Herkes çocukları içlerinde hep iyiliği barındıran, saf ve masum varlıklar olarak görür. Fakat William Golding kitabında bunun böyle olmadığını, her canlının özünde şiddeti barındırdığını, otoritenin bu şiddeti bastırdığını fakat otorite ortadan kalktığı zaman çocuklar dahil, herkesin vahşileştiğini, şiddete eğiliminin arttığını iddaa ediyor. Hatta öyle ki kitabında bunu birebir yaşamamızı sağlıyor.
  
     Gerçektende öyle değil midir ? Aslında belki hapse atılma korkunuzdan, belki de Tanrı ’ya olan inancınız ve korkunuz yüzünden hırsızlık yapmıyor, yada sizi deli eden patronunuza sırf işten atılmamak için küfür edemiyorsunuz. Sokakta sizi taciz eden o adamı içinizden öldürmek geliyor ama belki kanunlardan korkuyorsunuz.
   Peki daha basit düşünelim. Küçüksünüz ve arkadaşınız sizi çok kızdırdı. Saçını çekmek istiyorsunuz ama anneniz kızacak diye hiçbir şey yapamıyorsunuz. Peki etrafınızda Tanrı, anne-baba, devlet yada kanun gibi otoriteler olmasa hala bu kadar düzgün kalabilir miydiniz? Tabiki hayır , çünkü William Golding ’e göre hepimizin doğasında şiddete eğilim var. Buradan yola çıkan yazarımız kitabında yaşları 7 ile 15 arası değişen ve II. Dünya savasının sürdüğü İngiltere’de yaşayan çocukları, savaştan kaçmaları için bir uçağa bindiriyor, o uçak ıssız bir adaya düşüyor ve zaten II. Dünya Savaşından dolayı Tanrı’ya olan inançlarını kaybetmiş çocuklar, birde devlet, kanun ve anne- baba otoritesinden de kurtulunca kendi içlerine dönüp, doğaları gereği şiddete başvuruyorlar. Hem de ne şiddete. İş birbirlerini öldürmeye kadar varıyor.
       
      Kitapta kendi masum benliklerinden sıyrılıp, içlerinde ki şiddete yönelme eğilimini yazar bize mükemmel bir şekilde veriyor. Örneğin; Roger karakteri adaya ilk düştüklerinde hala üzerinde bir otorite korkusu olduğu için sahilde küçük çocukların yanlarına , önlerine yada arkalarına küçük çakıl taşları atarken, ilerleyen bölümlerde tamamen otoritenin varlığını üzerinden atıp, artık taşları çocukların direk üstüne atıyor , hatta kitabın sonlarına doğru adanın tepesinden koca bir kayayı başka bir çocuğun üstüne atarak onun ölümüne neden oluyor.Ve bundan zerre kadar pişmanlik duymuyor.Çünkü artık onu sınırlayan bir otorite yok ve her insanın içinde doğuştan varolan şiddet eğilimi  onu sarıp sarmalamış.Normal hayatta annesinden dayak yeme korkusu olduğu için asla cesaret edemeyeceği bu hareketi gözünü kırpmadan yapıyor ve  bence William Golding bu örneği kitap boyunca harika tasarlıyor.

   Kitabın sonunda, adaya çocukları kurtarmaya gelen bir asker , çocuklardan birine ismini sorunca, çocugun adını unutması ve cevap verememesi, tamamen çocukların kendi benliklerinden uzaklaşmaları ile alakalı ve bence bu da yazar tarafından düşünülmüş harika bir son
 
 
Dediğim gibi roman gerçekten çok etkileyici. İçerisinde incelenecek o kadar fazla konu var ki , sınıf arkadaşlarımla tam 8 saat bu romana çalışmıştık, hatırlıyorum.Hatta ders çalışırken Ceren’in annesi bir süreliğine dışarı çıkmıştı ve Ceren bir süre sonra bir olaydan dolayı sinirlenip yastığı yere fırlatmıştı =) Biz de Nihal’le bu olaya çok gülmüş, Cerenin otoriteden kurtulduğu için içerisinde ki şiddet eğiliminin ortaya çıktığını söylemiştik=)
 Şimdi aklıma geldi de , ne güzeldi hepberaber ders çalışmak yahu.. Özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi, neyse... Kitaba dönecek olursak sevgili okur, bence hepimizin içerisinde bir yerlerde şiddet eğilimi olduğu gerçeğiyle çok acı bir biçimde yüzleşmemizi sağlayan bu romanı mutlaka okuyun. Yok ben kitap okumayı sevmiyorum mu diyorsunuz ? O halde filmi var onu izleyin, tembellik yapmayın=)
  Herkese Sevgiler,Z.

2 yorum:

  1. bunu da alip okuyamayacagim, artik filmini izlersin benimle aralikta gelince insallah.
    daha ilk yazdigini okuyamadim o da aralik'ta.

    YanıtlaSil
  2. Kitap okumayı seviyorum ancak filmini de izleyeceğim :) http://mahrem-i-esrar.blogspot.com.tr/2014/06/sineklerin-tanrs-william-golding.html

    YanıtlaSil