20 Ekim 2010 Çarşamba

Günlük Tutmak

   Herkese yine, yeniden merhaba ,
    Bu blog git gide edebiyattan uzaklaşıyor farkındayım ama kendi kendime şöyle bir karar aldım, edebiyatın yanında birazda günlük olaylardan bahsedebileceğim yazılarda yayınlayacağım bu blogda. Böylesi daha iyi olacak sanırım.Farklı konulardan bahsetmek daha eğlenceli olabiliyor , oyuzden buyurun yeni yazım=)
 
   Hiç küçükken günlük tuttunuz mu ?
  Hani sayfalarında  ortaokul aşkınızı anlattığınız, tartıştığınız çocukluk arkadaşınızı çekiştirdiğiniz, annenizden sakladığınız okul kırma maceralarından bahsettiğiniz,tamamen sizi anlatan bir günlük.
  Sizi bilmem ama ben tuttum. Pişman mıyım? Bazen evet , bazen ise kesinlikle hayır.
 Bazen pişmanım çünkü mutlaka o günlüğü bulan ve kendine engel olamayıp okuyan amcalar, teyzeler, dayılar ve hatta anneler babalar olabiliyor etrafta. Eee nerde kaldı benim özelim? Üstelik o yaşlarda o kadar saf ve ezik olabiliyorsunuz ki, alın size dalga konusu. Türkçenizle ayrı dalga geçiliyor, çizdiğiniz kalplerle ayrı :=)
 Ben şahsen sevgılı dayım tarafından bu tarz rezil dalga geçme olaylarına cok fazla maruz kaldım o nedenle bize geldiği zaman garip garip yerlere saklardım günlüğümü. Yatağınızın altı yada kıyafetlerinizin arası çok klasik çözümler , siz benim gibi ayakkabı kutularının içine saklayın derim , orası ideal çözüm =)
 Artık 23 yasında bir koca kazık olduğum için bu tarz dalga geçmeleri çok fazla takmıyorum  o nedenle evet itiraf ediyorum iki adet günlüğüm dolabımın içindeki ayakkabı kutusunda duruyor. Anne biliyorum çok okumak istiyordun. Artık ben işteyken, yerini de öğrendin, okuyabilirsin =)

 Pekiii güzelmidir günlük tutmak? Evet ise ,neden?
 Güzeldir çünkü herşeyden önce insanın bence hayatını şöyle bir gözden geçirmesine neden olur. Geçmişte yaptığınız fakat unuttuğunuz hataları gözünüze gözünüze sokar, yada insanlarla neler paylaştığınızı anımsamanıza ve onların aslında sızın için ne kadar değerli olduklarını bir kez daha anlamanıza yardımcı olur. Ya da zamanında size büyük bir kazık atan ancak şuan hala görüştüğünüz arkadaşınızın aslında ne kadar fesat olduğunu anlarsınız. O zamanlar küçüktünüz tabi yaptığı şey size garip gelmemişti ama birde şimdiki aklınızla okuyun bakalım o kadar kolay affedebilecek misiniz? Küçükken sizi satan adam büyüyünce o gelişen beyniyle hayli hayli satar benden söylemesi J
 Birde günlüklerin bir diğer güzel yanı ne kadar değiştiğinizi gormeniz. Okudukça görürsünüz ki sız artık o eski saf kız değilsiniz. 39 uncu sayfada yazmışsınız ya hanı benim için önce erkek arkadaşım gelir diye , o artık yalandır işte.Cunku sızın için önce aileniz geliyordur . Yada 58’inci sayfada yazdığınız gibi artık sadece evlenip çocuk yapmak değil , iyi bir avukat olmak istiyorsunuzdur. Kısacası günlükleriniz sadece birer defter  degıl aslında sızın gecmişte ne olduğunuz, şimdi ile geçmiş arasında neler yaşadığınız,bu yaşadıklarınızdan ne kadar etkilendiğiniz, aslında ne kadar değiştiğiniz , kısacası sizinle ilgili herşeydir.
  Son olarak günlük tutmanın en güzel yanı bence size inanılmaz bir anı kalmasıdır. Okudukça geçmişte yaşadığınız ve kağıda aktardığınız anları resmen bir kez daha yaşarsınız, o sayfada yazdığınız anınız komik ise güler, hüzünlü ise dalıp gidersiniz ama en çok da o zamanlar dertlerinizin ne kadar komik olduğunu görüp kocaman bir kahkaha atarsınız. Bugün ortaokulda yazdığım günlüğümü elime aldığımda ilk sayfada yazan şu cümle öyle bir kahkaha atmama neden oldu işte=)  “ Bugün Gözde, Duygu ve Pelin ip atladık ama Gözde saçındaki tokayı aldım diye bana küstü oyunu yarıda bıraktı, çok üzüldüm. “ diye yazmışım.Ahh ne kadar büyük bir sorun=)
 Gözde benim en yakın arkadaşım ve inanın şuan çok daha farklı dertlerimiz var =) Birkaç sayfa sonra yazdığım şu cümle de aynı kahkahayı atmama neden oldu. “Hasan bugun yanıma gelip benimle konuştu, çok mutluyum.”  Ne kadar safça yazılmış bir cümle..Şimdi hiçbir erkek sırf benimle konuştu diye bu kadar sevineceğimi sanmıyorum. 


 Kısacası günlük tutmak gerçekten eğlenceli ve özellikle ilerisi için kahkaha garantili =) Oyuzden bence şimdi köşedeki kırtasiyeye gidin, o defterlerden bir adet alın ve ucundan kıyısından bir günlük tutun, illa her gününüzü yazmanıza gerek yok , arada bir de yazsanız yeter. Emin olun 40 yasına geldiğinizde çocukluk arkadaşınızla daha 7 yasındayken  niye kavga ettiğinizi okumak yada 15 yasında ki aşkınızla ilgili hissettiklerinizi hatırlamak çok hoşunuza gidecek.
Sevgiler, Z.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder