21 Kasım 2010 Pazar

Neden ElayZa ?

    Bu blog'u tutmaya başladığım ilk günden beri herkes bana "Neden Elayza?" diye sorup durdu. Zamanla bu soruyla o kadar sık karşılaşmaya başladım ki, herkese tek tek cevap vermek yerine buradan yazmanın daha doğru olacağını düşündüm. İşte Elayza’nın nedeni :)

    Üniversite'de Edward ve Dönemi diye bir dersimiz vardı. Ders aslında seçmeliydi ve dersi de, tanımadığınız yada kendisinden bir derscik olsun dinleyemediğiniz için kendinizi çok ama çok şanssız hissetmeniz gerektiğini düşündüğüm bir hoca, Yıldız Kılıç veriyordu.

   Mezun olan birkaç arkadaşımız dersi seçeceğimizi duyunca bizi dersin çok zor olduğu konusunda uyardılar. Onlara göre hiç bulaşmamalıydık, hem dönemimiz uzarsa sonra çok üzülürdük.

   Ama hayır, son senemizdi ve Yıldız Hoca'dan başka ders alma şansımız yoktu. Çaresiz bu dersi seçtik. Şimdi Elayza ile ne ilgisi var bu konunun demeyin, azcık sabır :)


   Bu derste okuduğumuz ve incelediğimiz, duayen Bernard Shaw 'un kaleme aldığı Pygmalian adlı oyunda ki baş karakterin adıdır Elayza. Tabi ingilizcesi Eliza fakat ben bu ismi biraz türkçeleştirdim.

   Peki beni blog'umun adını koymaya itecek kadar neden etkilemişti bu oyun yada bu karakter?

   Oyun diyorum fakat aslında bu eser bir müzikal. Sizi benliğinizden alıp götüren müziklerinin, danslarının ve kostümlerinin yanı sıra, Bernard Shaw gibi bir ustanın kalemi ile yazıldığı için diyaloglar da inanılmaz eğlenceli. Konusu aslında çok sıradan ama işleniş olağanüstü.

Londra Sahnesi

   Peki kimdir bu Eliza Doolittle?

   Kendisi görgüsüz, kaba, konuşmasını bilmeyen çiçekci bir kızdır.İnanılmaz cırtlak da bir sesi vardır. Bir gün İngiltere'nin meydanında çiçek satarken, ukala ve kadınlardan nefret eden bir fonetik profesörünün dikkatini çeker. Bu profesör, dilbilimci olan yakın dostu ile  Eliza'yı bir hafta içerisinde mükemmel bir aksan ile konuşan gerçek bir hanımefendiye dönüştüreceği konusunda iddaya girer.






   Oyunun devamını yada sonunu anlatmayacağım zaten okumaya bir başlarsanız gerisi gelecektir. Ama okurken oyunun yazıldığı dönemdeki sınıf ayrımcılığına, kadınların nasıl ikinci plana atıldığına ayrıca bir dikkat edin lütfen. Zaten derste okutulması, eğlenceli bir müzikal olmasından dolayı değil, tam da bu bahsettiğim sınıf ayrımcılığını yada kadınların alt tabakadan üst tabakaya ne şekilde yükseldiğini eşsiz şekilde anlatmasından dolayıdır.

   Belli ki oyunu çok sevmişim, karaktere bayılmışım ama bu mudur blog’umun adını Elayza koymamın sebebi?

   Koca bir hayır.

   Blog’umun adı Elayza, çünkü oyundaki Eliza azmin bir örneğidir. Aşağı tabakadan kendi çabalarıyla üst sınıfa yükselmiş bir kadının aslında aşağı sınıf diye bir şey olmadığını sadece doğuştan daha az şanslı insanlar olduğunu gözümüze sokmasıdır.
 
  Ve benim Blog’umun adı Elayzadır, çünkü bu blog’da benim için azmin bir örneğidir. 2 ay önce yazmaya başladığımda birkaç kişi takip ederken, şimdi yazılarımın toplamda 2000 küsür kere okunduğunu görüyorum. Konuştuğum pek çok kişiden övgü dolu sözler alıyorum. Hatta okulumdan, benim gibi edebiyat okumuş ne zamandır konuşmadığım arkadaşlarım mesaj atıp tebrik ediyor. Ve ben inanılmaz mutlu oluyorum. Demek ki becerebiliyorum diye düşünüyorum. Bu yüzden benim için azmin örneği,

  Eliza

  Yada

  Elayza

  Siz hangisini tercih ederseniz…
Ps: Ben okumayı sevmem, ama izlemeye bayılırım derseniz bu müzikal My Fair Lady adı ile filme çekilmiştir. Eliza’yı da Audrey Hepburn oynamıştır. Ve döneminde en iyi film dahil toplamda 8 oscar kazanmıştır. Bilginize :)

4 yorum:

  1. canım zeynep'im hemen hemen bütün yazılarını okuyorum, ve öle güzel ve nalamlı ki hepsi.. gerçekten tebrik ederm seni.. sende neler warmılta biz grmemişiz :D buarada daha dün gece neden ELAYZA dedm biliomsn kendime..öle içten düşünmüşüm ki bugün cevabını aldım.. :D sadec bklıorm yıllar sonra büyük kitlelerce keşfedilecegin günü.. yakındır... öptüm AçeL

    YanıtlaSil
  2. canımm benımm
    az once nıhal ve cerenleydık
    senı cok ozledıgımızı, yaklasan dugununu falan konustuk :)
    eve gelıp de ustune bu yorumunu okuyunca cok duygulandım..
    yerım senıı..
    ıyıkı varsın, cok cok tesekkur ederım btanem benım yaa..

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Zeynep,

    Eliza'dan Elayza'ya demek...benim öyküm belli, profilimde de yazıyor, Pygmalion'ı terse çevirdim ben, o gün bugün de öyle gitti yazılar. Eliza D. de mahlas olarak üzerime yapıştı, şimdi T24'deki köşemde bile bu ismi kullanıyorum. Oraya da beklerim:)

    http://www.t24.com.tr/content/authors.aspx?author=58

    Ben senin gibi edebiyat okumadım, isterdim, çünkü kitap kurduyum :) Ama finansçı oldum, o yüzden de profesyonel çalışırken henüz yazılarımda gerçek isim kullanmıyorum. Büyüyünce yazar olucam, öyle umuyorum :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Eliza :)

    Hem blogunu hem de verdiğin linki şöyle bir inceledim ve bence sen büyümüş ve yazar olmuşsun bile :)

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil