25 Kasım 2010 Perşembe

Boş Bir Erkekle 5 Gün

   Çoğu erkek kendini daha ilk buluşmada ele verir aslında. Fakat bazıları ne kadar boş olduklarını bir anda gösteremez bir kaç güne yayar. İşte o birkaç gününüzü size geri kazandırmak için bu konuyu ele almak istedim :)
   Bundan yaklaşık 3.5 yıl önce böyle bir erkekle tanışma gafletinde bulundum ve  sadece 5 gün dayanabildim.Peki kendisinden bu yazıda boş bir çuval olarak bahsetmeme neden olacak kadar ne yapmıştı bu çocuk? Yada bu 5 günde gerek telefonda gerekse buluştuğumuzda ne konuşmuştuk. İşte gün be gün kayıtlar..
1.gün
   İlk gün bir cafe de yemek yemek için buluştuğumuzda ben birbirimizi daha iyi tanıyacağız diye düşünürken, o bana arabasından bahsetmeyi tercih etti. Ve bundan inanılmaz etkileneceğimi düşündü. Ben ilgilenmiyormuş gibi yapıp başka konuya geçmeye calıştıkça, konu yine döndü dolaştı onun arabasına geldi. Çok komik ama arabası olmasını bence bir başarı olarak görüyordu. Hayatta kazanılmış ne büyük bir başarı hakikaten !
   Daha sonra bu konudan sıkıldığımı farketmiş olacak ki bana yazları neler yaptığımı sordu.Bende genellikle ailemle Ege bölgesine gittiğimi anlattım.Bunun üzerine bana zekasına hayran kalmama neden olan şu soruyu sordu;
  “Ne ile gidiyorsunuz? “
   Bir an duraksadım ve “Koşarak” dememek için zor tuttum kendimi. Uçakla gidiyorsak onun gözünde artı puan falan mı alacaktık yada “özel jetimizle tabiki” dememi falan mı bekliyordu.
   Bu çocuğu tanımaya çalışmakla hata yapıyordum sanırım.
2.gün
  İkinci gün daha ilk günün şokunu üstümden atamamışken, buluşmamızın 10. dakikasında bana babamın ne iş yaptığını sordu. Evet bugünün de konusu babalarımızın işleriydi anlaşılan. Babamın tekstille uğraştığını söyledim ve beni deli eden sorular arka arkaya gelmeye başladı.
 Kendi işimi ?
 Fabrika mı yoksa atölye mi?
 Ahh hayır, biri beni eve bıraksın ne olur !
3.gün
  Bugün ilk iki günü unutmaya çalışarak evden çıktım ve okula gitmek için otobüs durağına doğru yürüdüm. Aslında kendi kafamda bir daha görüşmeme kararı almıştım ama bizi tanıştıran arkadaşım aslında öyle bir insan olmadığını, muhtemelen heyecandan falan saçmaladığını söylemişti.”Önyargılı olma ! “ diye de eklemişti.
   Tam da o sırada telefonum çaldı,arayan tabiki oydu. Evime yakın bir yerlerde olduğunu ve beni görmek istediğini, okula gitmem şart ise en azından beni okula bırakabileceğini söyledi. Bende sokağın başında olduğumu ve gelebileceğini söyledim. Bu sefer arkadaşım uyardığı için önyargılı olmamaya çalışıyordum ve bugünün ilk iki günü unutturacağını düşünmeye çalıştım.Fakat geldiğinde yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra sorduğu şu soru bende şalterlerin atmasına neden oldu.
  “Otobüs mü bekliyordun?”
  Derin bir nefes aldım ve “Evet” diye yanıt verdim, okula gitmek için otobüsü kullanmam gerekiyordu çünkü. Onaylayan tarzda bir cevap beklerken ben, ondan gelen cevap artık gerçekten bunun bir kamera şakası olabileceğini düşündürttü bana.
 “Neden taksi kullanmıyorsun? “
  Evet kesinlikle şaka falan olmalıydı bu, akbil gibi bir nimet dururken ve gidiş gelişim sadece 3 tl ye mal olurken, neden bir gerizekalı gibi caddebostandan beyazıta hergün gidiş geliş 60 tl vereyim, üstüne birde vapurda rahat rahat gitmek varken o trafiği çekeyim.
 Yüzümde ki şaşkın bakışı görünce neden şaşırdığımı sordu. Bir sabır çekerek açıkladım.
 Ben doğru haklısın gibi bir cevap beklerken o  “Akbilinde var yani” demekle yetindi. Allahım bu ne mallıktı  !
4.gün
  Artık görüşmek istemiyordum çünkü görüştüğümüz şu 3 gün boyunca adam gibi tek bir muhabbet bile edememiştik. Bana göre dünyanın en boş insanıydı. Ne bir kitaptan, ne izlediğimiz bir filmden, ne de güncel olaylardan bahsedebiliyorduk.
  O dönem okulda felsefe derside alıyorduk ve o gün Plato’nun mağaralar kuramı ile ilgili gerçekten çok ilginç bir ders işlemiştik.Bunu onunla paylaşmak istedim. Tahmin ettiğim gibi hayatında Plato’yu hiç duymamıştı.
  Alttan almaya çalıştım, duymamış olabilirdi, yine de anlatmaya devam ettim.Sanırım öğretici yanım ağır basmıştı ve bu çocuğu bir şekilde topluma kazandırmaya çalışıyordum :) Anlatmayı bitirince bir yorum bekledim ama hayır, yorum yapamadı bile. Telefonu kapattığımda sinirden kahkahalarla gülüyordum. Yarın artık bu işi bitirmeliydim. Bu nedenle bu gün görüşmedim.
 5.gün
  Bugün artık bu görüşmeleri kesmemin en doğrusu olacağını düşünerek evden çıktım.Beyfendi yine beni almaya geldi. Kafamda bu düşüncelerle arabaya binmeye çalışırken ön koltukta bir dergi olduğunu gördüm. Derginin kapağında bu arkadaşımızın ailesinin resimleri ve üzerinde adları soyadları vardı.Kendileri Balıkesirliydi ve belli ki oranın tanınan ailelerindendi. Fakat yine belli ki o dergi oraya ben göreyim ve “Aman ne zengin bir aile.” diye düşüneyim diye konulmuştu.Dergiye bakmadım bile. Alıp arka koltuğa fırlatırken, içimden de benim bu boş insanla hala şu dakika ne işim var diye düşünmeye devam ediyordum.  
  Birden arabayı kenara çekmesini söyledim ve sakin bir şekilde birbirimizi tanımaya çalışmanın ne kadar gereksiz olduğunu, çünkü onunla paylaşabilecek hiçbir şey bulamadığımı ve hayatta parasından başka konuşabileceği birşeyinin olmamasının ne kadar üzücü olduğunu sakince anlattım. Hadi canım gerçekten böyle söyledin mi diyenlere sesleniyorum; evet söyledim.Bir daha beni aramamasını da rica ettim ve onun konuşmasına fırsat vermeden arabadan indim.
  İnanılmaz rahatlamıştım.Derin bir nefes aldım,çantamdan akbilimi çıkardım, otobüse bindim, okuluma gittim, arkadaşlarımla önce biraz geyik yaptım, sonra o gün derste işlenecek olan Thomas Moore ‘un Ütopya'sını tartıştım,yine otobüsle eve döndüm ve akşam da arkadaşlarımla Reina ‘ya eğlenmeye gittim.
Hayat böyle olursa güzel değil midir zaten?
Sabah otobüse bindiğiniz bir günün akşamında Reina'ya gidebilmek.
Günün bir anında magazin konuşurken, başka bir anında ciddi bir olay tartışabilmek.

Yani hayatın her damlasını yaşamak..
Gel de bunu ona anlat, gel de bunu onun gibilere anlat....
Herkese Sevgiler, Z.







19 yorum:

  1. sen bence çok sabretmişsin :) ilk gün bilemedin ikinci gün yeter de artarmış zaten :) adam harbiden orjinalmiş.ama o da haklı bazı tipler de öyle arabası olan zengin züpeleri seviyor.adam ya gerçekten aptal ya da para puldan başka sebebplerle de birini sevebilen kızların olduğuna olan inancı tükenmiş.bence birincisi :)

    YanıtlaSil
  2. Her arabası olan zuppe degıl tabıkı, ama görgü denen de birşey var , ne yazıkkı bu o cocukta yoktu :)

    Marıfet ınsanın gozune sokmadan zengınlıgını yasayabılmekte..

    Son olarak bencede birincisi :)

    YanıtlaSil
  3. her arabası olan züppedir demedim zaten.Arabası olan ve züppe takılan erkeklerden hoşlanan kızlar var demek istedim. değil mi birincisi :)

    YanıtlaSil
  4. ooo bı gunde zaten o kızlar hakkında bır yazı dosemek nıyetındeyım:)

    Yorumlarınız ıcın tesekkur ederım.
    Sevgıler

    YanıtlaSil
  5. seni bu çocukla tanıştıran arkadaşın ya seni tanımıyormuş ya da onu.
    bu çocukla geçirdiğin 5 güne nasıl dayandım diye düşünme de, arkadaşım bana bunu nasıl yaptı de bence :)

    YanıtlaSil
  6. :)) Bence cocugu tanımıyordu , tanısa zaten tanıstırmazdı dıye dusunuyorum:)

    YanıtlaSil
  7. merhaba zeynep! çok sevindim tanıştığımıza. blogumla ilgili yorumun için teşekkür ediyorum. mimosa cafe henüz yok ama olsa ne güzel olur değil mi :)? yazın çok eğlenceli göründü gözüme ama hepsini henüz okuyamadım okuyacağım sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Gercekten harıka olurdu, ilk musterınız de ben olurdum herhalde:)

    Bende tanıstıgımıza cok sevındım, benden de kucak dolusu sevgıler..

    Zeynep

    YanıtlaSil
  9. haklısın şekerim , arabasında aşık bu tarz tipler , sevişircesine konuşurlar arabaları hakkında , neyse benim de var böyle bir iğrenç anım , resmen aynı tarz aynı fabrika çıkışı adamlara rastgelmek kaderin oyunu olsa gerek

    YanıtlaSil
  10. :))
    yazının üstüne yorum yapılacak o kadar şey varki aslında..Sadece araba meselesi değil...Aslında bir insanın acınacak hali...Hayattan zevk alınacak o kadar şey varken nasıl bu kadar algılarını kapatıp yıllarını boş, anlamsız, cahilce geçirebiliyorlar anlıyamıyorum...Umarım kendi kapaklarını bulup...Başka tencerelerin hayatlarını çirkinleştirmezler...Görüşmek üzere...

    YanıtlaSil
  11. sevgılı cherrybLossomgirl ne diyeyim ikimizide Allah bir daha sınamasın :))

    Sevgili kupia papalina kesinlikle çok haklısın, bencede acınacak durumda bu tarz ınsanlar, yazık dıyebılıyoruz sadece:)

    YanıtlaSil
  12. şu an o cocuğa cok öfke doluyum.fazla bile dayanmışsın ve senin gösterdiğin sabrı ben hayatta gösteremezdim sanırım

    YanıtlaSil
  13. Yaşasın Akbil diyerek bu yazıya son noktaya koyuyorum o zaman :)

    YanıtlaSil
  14. ahahaha "neden taksiyle gitmiyorsun"a dağıldım, hala gülüyorum.

    YanıtlaSil
  15. :))) saka gıbı degıl mı ?=)

    YanıtlaSil
  16. offf okurken gerildim, harbi bu tarz erkekler akıllara zarar.

    YanıtlaSil
  17. şu an rastgele bu postuna rastladım ve nasıl da güzel özetlemişsin bu tipleri demekten kendimi alıkoyamadm. ya izninle bn bu yazını paylaşmak istiyorum okuyan erkeklere ibret olsun =))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili marvellous;

      Çok teşekkür ederim çok çok mutlu olurum paylaşırsan:)

      Çok sevgiler canım.

      Sil