10 Eylül 2012 Pazartesi

En İyi Arkadaşım Evleniyor!

Hepinizin birlikte büyüdüğü birileri vardır.

Daha küçücükken, minicikken tanışmışsınızdır.

Birlikte Ayşegül kitapları okumuşsunuzdur. Minik minik oyuncak tencerelerle tavalarla evcilik oynamışsınızdır.

Birlikte lastik atlamışsınızdır mesela. Aynı kişiye aşık olmuşsunuzdur ama çocuk hanginizden hoşlanmışsa aradan çekilmeyi bilmişsinizdir. Çocuk aklı işte, hemen siz de başkasını bulmuşsunuzdur.

Barbie'lerinize elbiseler dikmişsinizdir. Birlikte şarkıcılık ya da öğretmencilik oynamışsınızdır.

Aynı ilkokula kayıt yaptırmış, aynı sırayı paylaşmışsınızdır. O size matematikte yardım etmiştir, siz de ona Türkçe'de...

Okulda bitlenmişsinizdir, ama siz o kadar yakın iki arkadaşsınızdır ki anneleriniz ayrı yatın dese de yatmamışsınızdır. Diğerinize o bitin geçeceğini bile bile küçücük bedenlerinizle birbirinize sarılıp, öyle uyumuşsunuzdur.

Birlikte bileklikler yapıp sokakta satmış, ileride çok büyük iş kadınları olacağız diye hayaller kurmuşsunuzdur.

Bir defteriniz vardır; o defter bir hafta sizde kalır bir hafta onda... Görüşemediğiniz zamanlarda neler yaptığınızı yazmak içindir o defter. İleride yaşlandığınızda içindekileri okuyup gülmek için...

Sonra biraz büyürsünüz. Ölümler yaşanır onun ailesinde ya da sizde. Siz hep yan yana, dipdibe olursunuz.O kötü günleri de birlikte atlatırsınız.

Aranızda asla üçün beşin hesabı olmaz. Her şeyi olduğu gibi, paranızı da paylaşırsınız.

Gözlerinizle konuşmak en büyük yeteneğinizdir. Hiç sözcüklere gerek kalmamıştır anlaşmanız için, bir bakışınız yetmiştir.

Ve bir gün ona evlenme teklifi edilir, o da kabul eder. Hayatınızda yepyeni heyecanlar başlamıştır. Sizin küçük dostunuz büyümüş, parmağında tek taşıyla kocaman bir kadın olmuştur.

"Bayramda ne kadar harçlık toplarız acaba?"dan tutun da "Hangi üniversiteye gireceğiz?" gibi çocuksu heyecanların yerini bambaşka şeyler almıştır. Evliliğe doğru ilk adımını atacaktır kardeşiniz. Haliyle siz de heyecanlısınızdır.

Günler süren heyecanlı bekleyiş, zil çalıp da damat tarafı gelince doruğa ulaşır. Son bir kez saç baş düzeltilir, tanışma faslı geçilir, kahveler pişirilip dağıtılıp içilir.

Sonra derinlerden bir yerden iki kelime duyulur: "Verdim gitti."

O anda göz göze gelinir, yine gözler konuşur ve gözlerinizden, sevdiği adamla mutluluğa doğru adım atan kardeşiniz için iki damla yaş süzülür. Gerisi bildik şeyler işte; yüzükler takılır, pasta kesilir, gençler tebrik edilir.

Bir dönem sona ermiştir. Artık o, iki kişidir. Ama o iki kişinin yanında hep bir yeriniz vardır, bundan eminsinizdir.



Duygu ve Gökhan; hep çok çok mutlu olun emi?

İkinizi de çok seviyorum!

Z.









6 yorum:

  1. Zeynepcim yine süper yazmışsın ağlamaya yer arıyodum iyi oldu:) çok mutlu olsunlar inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımm çok teşekkür ederim, ohh içini döktüğüne göre artık gülümseyebilirsin:) Bu arada evet, inşallah çok mutlu olurlar. Tabii sen de... Tabii ben de :))

      Sil
  2. Benim en yakın arkadaşım her daim ikizim oldu ve bu yazdıklarını harfi harfine yaşamış olmanın sevinci, şu anda kardeşime sarılmak isteyip de yanımda olmamasının hüznüne karıştı. Duygu ve Gökhan çok mutlu olsunlar, onların mutluluğunu böylesine yaşayan arkadaşları da en az onlar kadar olsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeşin evlenip uzaklara mı gitti yoksa?:/ Hem Gökhan ve Duygu adına, hem de kendi adıma çok teşekkür ederim canım benim!

      Sil
  3. ne güzel yazmışsın cnm, eline sağlık. arkadaşına da mutluluklar dilerim...

    YanıtlaSil