3 Eylül 2010 Cuma

Samuel Beckett & Godot 'u Beklerken..

Herkese tekrar merhaba ;

         Bugün varolamayan izleyicilerime değil, üye olan tam 10 izleyicime ve bir okadar da üye olmayan ama takip ettiğini bildiğim yaklasık 15 kadar izleyicim icin yazıyorum :) Öncelikle herkese güzel yorumları için tesekkur edıyorum cunku bu yorumlar beni gercekten cok mutlu etti. Yalnız blog konusunda ustalasmıs bir arkadasım bana kendimi sadece ingiliz edebiyatıyla sınırlandırmamamı, türk edebiyatıyla ilgili yada bazen farklı konularla da ilgili yazmamın benim için daha iyi olabileceğini söyledi.

       Şöyle bir düşündüm evet haklı olabilir , bu nedenle  aralarda farklı bir tat olsun diye degısık konularda yazılarda bulabılırsınız blogumda , oyuzden aslında ,o dun defolun dedıgım okuyucular icin biraz pişmanlık duymuyor degılım :) O anda bir hırsla agzımdan cıktı, cok sınırlenmıstım ,ne yapayım :) Aman canım bız bıze yeterız dıyerek bu konuyu kapatıyorum ve baslıkta ki konuya gecıyorum.

       Acaba kacınız bu başlığa aşina , Samuel Beckett'ı tanıyor yada Godot'u beklerken ( Waiting for Godot) adlı eseri okudu? Bence pek çoğunuz okumadı , işte bu noktada ben devreye giriyorum ve sızı artık bu utanctan kurtarıyorum:) Yarın obur gun kim 500 mılyar ıster e katılırsanız ve bununla ılgılı bır soru cıkarsa gonul rahatlıgıyla cevap verebılirsiniz yada kız arkadasınız Godot'u Beklerken adlı oyuna gıdelım dedıgınde aa dur ben sana gıtmeden bır analızını yapıyım dıye hava atabılırsınız. Hayır yani ,ben size daha  ne yapayım ?  :)

      Pekii kimdir bu garip isimli oyunu yazmıs Samuel Beckett? 1900'lu yılların baslarında dogmus aslen İrlandalı olan nobel ödüllü bir yazar, sair, elestirmen ve oyun yazarı. Absürd tiyatronun en önemli temsilcilerinden. Onun adına yazılıcak pek cok bilgi var ama benım amacım burda derınlemesıne Samuel Beckett'ı tanıtmak degıl cunku ozaman bu blog sıkıcı bır hal alabılır. Ben sadece kısa bılgılerle bu yazarları tanıtıp, sızın ılgınızı bunların uzerıne cekmeye calısacagım, eger ılgınızı cekerse zaten sız kendınız arastırırsınız. Herseyıde yazardan ( ki bu ben oluyorum ! :D ) beklememek lazım.

Samuel Beckett
        Beckett'ın az cok kim oldugunu anladık peki Godot' u beklerken nasıl bir oyundur , ne anlatır , Godot nedir, bir araba markası falan olabılır mı ?

       Godot aslında hiç var olmayan biridir. Bu oyun 1949 da yani ikinci dünya savaşı sonrası yazılmıstır ve Türkiye de ilk olarak 1963 yılında sahnelenmiştir.  Genellikle I. ve II. Dünya savaşları her ülkenin edebiyatını etkilemiştir ve bu oyunda II. dunya savasının sonuclarından etkılenılerek yazılmıs bır oyundur. II. dunya savası sonrası ınsanların Tanrıya olan ınancları azalmıs ( cunku tum bu vahsetın ve savas sonrası cıkan fakırlıgın eger Tanrı ıstemeseydı olmayacagına ınanılıyordu ), evlerini, işlerini ve hatta ailelerini savaşta kaybeden insanlar artık kendilerini hiçbir şeye bağlı hissetmemeye başlamışlardı. Yalnız hepımız bılırız kı birşeye kendını bağlı hissetmek; Tanriya , bir eşe , cocuguna, cok sevdıgın mahallene yada işine vb. insana yasama sevıncı verır, diğer bir deyısle yasaması ıcın bir neden... Oyuzden Samuel Beckett'da savas sonrası bu kopmuslugu ,hiçliği farketmiş ve bunun üzerine bu oyunu yazmıstır.

     Oyundan bahsedince tam olarak nedemek istediğimi anlayacaksınız. Oyunda, sahnede, gene hiçliği sembolize etmek için sadece bir ağaç vardır ve  Estragon ile Vladimir adlı iki adam.. Bu iki adam sürekli birbirine Godot nun ne zaman gelecegını sorarlar. Birisi artık bugun gelecegıne emın oldugunu, digeri ise kac gundur bekledıklerını ve artık gelmesı gerektıgını soyler.

     Diyaloglar aynen bu sekılde devam ederken, sahneye elınde ucu Lucky adlı bır adamın boynuna baglı bir ip tutan Pozzo girer. Lucky boynunda kopeklere baglanan cınsten bır ıp olmasına ragmen Pozzo'nun esyalarını da tasımaktadır. Pozzo Lucky ı dover, ıter, asagılar , tıpkı bir kole gıbı davranır ve bu sırada Estragon ve Vladımır le sohbet eder. Buradaki dıyalogları burada anlatmam oldukca uzun surecegı ıcın bı zahmet alın da kendınız okuyun magazın gazetelerı okuyacagınıza dıyor ve gecıyorum :)

     Oyunun sonunda bir haberci icerı gırer ve Vladımır le Estragon heyecan ıcınde sorar : "Godot Gelıyor mu ?" Habercinin cevabı ıse onları hayalkırıklıgına ugratır. Hayır Godot bu akşamda gelmeyecektır ama yarın gelıcegıne soz vermıstır. Oyun bu sekılde biter.

Waiting for Godot - İngiltere Sahnesi
         Şimdi hepinizin nasıl yani oyun bitti mi? Eee ne alaka yeeeaa tarzı beni kızdıracak tarzda cümleler kurdugunuzu duyuyorum. Tabı bu sekılde anlatınca son derece sıkıcı , bır anlamı olmayan abuk bır oyun gıbı gelıyor size,ee burda "çok güzel hareketler bunlar" dan bahsetmıyoruz, sonunun sızı kahkahalarla guldurucegı falan yoktu tabıkı.Orada Yılmaz Erdogan soruyor ya oyunun ana fıkrı neydı arkadaslar dıye, cok dusunmeden hemen soyleyıverıyorsunuz oyunun ana fıkrını cunku sızı dusundurtmuyor zaten oyuzdende populer kulturde erıyıp gıdecek bır sure sonra o skecler. Marıfet bu oyunun ana fıkrını bulabılmekte, sızı gercekten dusunduren, sorgulatan, beynınızı calısmaya zorlayan bu oyunun ..
       Aslında sayfalar dolusu ınceleme ve elestırı cıkabılıcekken ben analızımı kısa tutacağım cunku hıssedıyorum sadede gel dıyen bırılerı dolanıyor gene ortalıkta:) Bır kac satır once anlattıgım gıbı savas ınsanları bir hiçlik duygusuna ıtmıstır ve insanlar hiçbir yere yada hıcbır seye kendılerını aıt hıssetmemektedırler. Fakat bir yere ait olmama duygusu yada hayatta bir amacının olmadıgını bılmek ınsanı ıntıhara goturur. Bu yuzden Vladımır ve Estragon aslında kendı kafalarında Godot dıye bırını yaratmıslardır ve hayatlarının amacını bu adamın gelmesı olarak belırlemıslerdır. Godot gelene kadar yasamlarını surdurmek zorundadırlar ,Godot u beklemek onları hayata baglayan tek seydır. Ve Godot hiçbir zaman gelmez...

       Peki hiçbiriniz bana şu soruyu sormayacak mı ; neden Lucky boynunda iple Pozzo ya bagımlı olarak esır gıbı yasıyor ?

       Cunku bu aslında onu mutlu edıyor , Lucky istese boynundan o ipi soker atar fakat ıstemıyor cunku ozaman hiçbir seye baglı olmayacak ve hayatta bır amacı da olmayacak. Pozzo ya baglı olmak onun tercıhı ve ıcten ıce bu onu memnun edıyor. Kımbılır belkı de Beckett bu karakterın adını Lucky ( şanslı ) koyarak aslında bir nev-i ironi yapmıstır.

       Aslında hepımızın hayatında bir Godot var ve bız ona turkce de UMUT dıyoruz :) Nasıl oyundakı karakterler Godot a baglanmıssa yasamak ıcın , bızde umutlarımıza baglanıyoruz. Çünkü ne demısler umutsuz yasanmaz..
ps: Bu oyunu okulda 20. yy Cagdas Ingılız Tıyatrosu adlı dersde gormustuk ve ben sınavından okul hayatımın ilk 100 unu almıstım. NE ? Gercekten cok fesatsınız ya , ılk konu olarak bunu secmemın 100 almamla tabıkı bır ılgısı yok :)

Sevgıler , Z.


  




12 yorum:

  1. Sayın blog yazarı pek muhterem Zeynep.

    Okuyucularına en önemli bilgiyi vermeyi unutmuşsun. İnsanlar Godot'u bekleyecekler ama isminin Godot diye değilde Godo diye okunduğunu bilmeden bekleyecekler. Sonra "ulan bu Godot değil miydi, bu kız/çocuk niye şimdi Godo dedi" moduna girmesin okuyucu ahalin. :))

    Haydi hep beraber bekleyelim Godot'u (yazıyla: Godo!) :)

    YanıtlaSil
  2. haha evet haklısınn mertcım :) Arkadaslar godot dıye yazılır godo dıye okunurr :))

    YanıtlaSil
  3. süper..
    senin kadar olmasa da kankacım ingiliz edebiyatıyla ilgili bilgim azımsanmaz =)
    okuması da çok güzel ama ben en çok sergilenen oyunlar da ing edebiyatını izlemeyi seviyorum..
    seninn yazın da bi o kadar güzel olmuşş =)
    eline sağlık =)

    YanıtlaSil
  4. bu yazıyı oyunu okumamış veya izlememiş olanların anlaması pek mümkün değil :)

    YanıtlaSil
  5. duygummm tesekkur ederımmm:)

    nadide : tabıkı oyunu okusalar yada ızleseler cok daha ıyı olurdu ama yınede okadarda anlasılamaz oldugunu sanmıyorum :)

    YanıtlaSil
  6. canım sen devam et tabi anlamasalar da eğlenceli olduğun için okunursun :)

    YanıtlaSil
  7. bence cok guzel ve gayet anlasılır olmus yazın tebrık ederım. bende artık ızleyıcılerindenim :)not: buarada sosyolojı mezunuyum, zevkle okudum ve anladım :)

    YanıtlaSil
  8. aa sınemm sen nerden cıktınn :) sosyolojı mezunu oldugunu bılıyoruzz ne bu resmıyett:) cook tsekkur ederım cnmm bemm..

    YanıtlaSil
  9. bu istanbulda bu aralar (ya da en uygunu kisin) sergileniyorsa gidelim Z.?

    YanıtlaSil
  10. buaralar bu oyun sahnelenmıyor ama sen geldıgınde bakarız ,varsa gıderız canımm cok guzel olur.

    YanıtlaSil
  11. samuel beckett gercekten harika eserler birakti 1989 da kaybettigimiz yazar 20.ci yuzyilin deneysel edebiyatinin onde gelen yazariydi ayrica martin esslin in tanimi ile absurd tiyatro akimnin cok onemli yazariydi encok godotu beklerken yazilip godoyu beklerken diye soylenen muthis eseri ile biliniyor ayrica ohio dogaclamasi da ilgi cekici siyahlar icinde uzun beyaz sacli ve yuzunu saklayan bir fugur beyaz bir masanin yaninda beyaz bir sandalyeye oturmus gorunur 31 yil once yazimis kisa bir oyundur

    YanıtlaSil
  12. Semiha, bak o oyunu okumamıstım, izlemedim de bilmiyorum burada oynandı mı gercı ama :)

    YanıtlaSil